
Havalar soğudu mu? Havalar, düşündüklerimizden bağımsız, kırdığımız kalplerden bağımsız, yerini dolduramadığımız hislerden bağımsız mı soğudu? Her yaptığımız bir diğeriyle ilintili mi gerçekten? Yani sırf, birileri bizi karton bir kutunun içinde kapının önüne koydu diye üşüyor olamaz mıyız?
Açıklayabilir miyim psikolojik rahatsızlıkları bildiğim şarkıların sayısıyla?
Açıklayabilir miyim gördüğüm rüyaları buzdolabındaki çürümüş meyvelerle?
İyi olmadığımı itiraf edebilmek bile bir yıl almışken, açıklayabilir miyim yürüdüğüm yolların gittiğim yerle bir alakası olmadığını?
Bir çıkarım peşinde koşuyorum. Koşuyoruz. Biz. Havalar soğudu. Keşke bazı şeyleri açıklamak gün içerisinde gördüğümüz iki alakasız şeyi bağdaştırmaktan daha karmaşık olmasaydı. Keşke yıllar önce yaptıklarımızın davaları takipsizlikten düşseydi de bir akşam üstü otobüs durağında beklerken var gücüyle omuzlarımıza yüklenmeseydi.
Düşündüklerimden bağımsız olarak soğudu havalar belki ama açıklamak istedim, uzun uzadıya, havaların soğumasının sigaraya başlamamla ne kadar alakalı olduğunu ve buzdolabındaki meyvelerin çürümüş rüyalarımla bir bütün oluşturduğunu.
Havalar çok soğudu.