
“Unutulmuş gibiyim ben/ Ve insan bir bakıma unutulmuş gibidir/ Bilmem ki nasıl anlatmalı? / Yalnız bile değilim.” demiş Edip Cansever vakti zamanında.
Her sabah değil ama bazı zamanlar annemden yadigar şiir kitaplarını aralarım. Bugün karşıma bu çıktı. Mesafelerin yarattığı yorgunluktan olsa gerek. Tuhaf, diye düşündüm. Onlarca yıl var aramızda şu dizelerin yazıldığı günle, binlerce gün hani, on binlerce yeni buluş ve belki bir çağ atlamışız istemeden ama bazı şeyler aynı kalmış. Bazı şeyler için biçilmiş kelimeler yok. Sanki duygu olarak ambalajlanıp saklanmış. Son kullanma tarihi yok.
Yalnız bile değiliz aslında ama biri de çıkıp açıklamamış neden köstebek yuvası gibi olduğunu ruhumuzdaki arazilerin. İki saniye arasındaki bir anlam kaymasında her bir hücremizle hissedebildiklerimiz.
Birazdan doktor randevusunda görünmem gerekiyor ve ilk soruyu şimdiden kestirebiliyorum: “Bugün nasıl hissediyorsun?”. Nasıl ama nasıl ve yine nasıl anlatmalı?