
Zamanla her şey laçkalaşıyor. Mesela ben kendime ilk kez söz vermiyorum ve ilk olmayacak eğer tutamazsam bu sözü. İnsan nasıl olsa yapamıyorum diye vazgeçmeli mi? Aynı şeyleri defalarca deneyip becerememek yeterli mi? Herkes mutlaka bir başarı hikayesi edinmeli mi?
Her ikili ilişkinin son kullanma tarihi var. “Ama ben her şeyi doğru yapmıştım” sığınabilinecek bir argüman değil bu hususta. Sen her şeyi doğru yapmışsındır zaten. Doğruluk bir ölçek değil, konu iki kişinin mutluluğunu aynı anda ve aynı hatta koruyabilmek olunca. Yoksa çoğu zaman elimizi doğrunun altına koyuyoruz hani.
Şimdi bir rengin içine düşmüş olsaydım; adı ‘kapsamlı belirsizlik’ olurdu. Rengini bırakıyorum başkaları seçsin; çünkü renkler de özneldir. Ben herkesin mavi gördüğünü yeşil görürüm. Belki her şeyi doğru yapmıştım ama yanlış görmüştüm. Hayal kırıklığı, uykuların kaçması, işteki verimsizlik, telefonların açılmaması ve kışın havanın erken kararması hep bundan işte. Bozulmasın diye uğraşırken tenin bedeninde, aceleci tavırlarla okumayı unutuyoruz tarihleri paketlerde.
🦋
BeğenBeğen