
Bazen bir treni kaçırıyorsun da sonrakini beklemeye başlıyorsun ya istasyonda, tam bu sırada düşünüyorsun işte başka neleri kaçırdığını hayatta, evinden yalnızca bir dakika geç çıktığında.
Bazense çok içerlerden kırılırız da anlamamız zaman alır hani. Bilmiyorum bir çeşit koruma mekanizması mı bu, ertelemek bir takım duyguları sanki alarmı saat sabahın yedisinde erteliyormuşuz gibi.
Şimdi bu ikisinin ve sabaha karşı sessizliklerinin mutlak karışımı hakim geceye. Kaçırdığım her şeyle yüzleşmeyi ertelemeyi tam mesaili görev bilmişim kendime.