
Bir liste yapmak istedim, beni dibe çeken her şeyin yazılı olduğu. Yüzüm yok konuşmaya. Kimse tanımaya kalkmasa birbirini, herkes yabancı kalabilse bir diğerine, ne kadar kolay olurdu konuşmak oysa.
Dilemem gereken iki büyük özür var. Çözmem gereken bir büyük hayat karmaşası. Bunların hepsinin vicdan yükü var, ağırlığınca. Tamamlamam gereken yine iki büyük hayat başarısı, toplumsal kriterlere göre. Devam ettirebilmek için yaşayışımı en az bir kapı açmam lazım, şu an için.
İkna etmem gereken biri, kendi sağlığı için o da. Tekrar ve tekrar yılmamam gereken olgular var. İnsanlara yanlarında olduğumu hissettirmem gerekiyor sonrasında. Ben burada kendi içimde çürüyorum, onlar ağır savaşlarda. Yani yok etmeyi öğrenmem gereken bencilliklerim var. Yenilgilerim büyük, çoğu zaman da kendimi ifade etmeyi beceremediğimden sanırım. Anlamayı öğrenmem, anlatmayı bu işe dahil etmem lazım.
Yabancı kalabilsem keşke kendime. Konuşmak ne kadar kolay olurdu oysa. Bir de cesaret tabi. Yüreksizliklerim şimdi kıyılarda birikmiş deniz kabukları gibi. Bana ‘yap o zaman’ dediler, daha önce hiçbir uykuya sığınmak için koşmamışlar sanki.
Bir gün bu evden çıkıp gideceğim, sonra artık kim alırsa alsın yerimi.