
En büyük vazgeçişlerinden bahset bana. Zaman akıp gidiyor zaten; hangi konuşma konusu oyalanma olabilir ki hükmedemediğimiz bir olguya?
En büyük yıkılmalarından bahset, sonrasında neden toparlanamadığından mesela. İsimler yerlerinde kalsın, çağırmayalım başımıza. Duyguları tartalım, ruhlarımızı ekleyip çıkaralım. Hani içerisinde matematik olsun ama işlemleri biz baştan tanımlayalım. Mesela hiç uçak kaçırdın mı hayatında? Mesela kaç kere çaydanlık yaktın ocakta? Hangisine daha çok kırıldı kalbin? Bir kadın tanımıştım zamanında, kalbi kırılınca çok sinirlenirdi ama ona buna değil; yerden toplayamadığı hayal kırıklıklarına.
Herkesin buluşma noktası aslında fikir ayrılıkları ki bu düşündüğünden daha normal bir şey. Bu aynı, dünyadaki her bir coğrafyanın apayrı ama özünde aynı olması gibi: üç ordan beş burdan, bir ruh, bir kalp ve bir DNA. O yüzden bana en büyük korkularından bahset. Birlikte korkmak da bir meziyet.
Sanki şimdi aynı kaldırımda birbirimizin yanından geçmişiz; korkularımız aynıymış ama savaşlarımız farklı gibi. Sen anlat önce, sen söyle adını: Mesela kaç kere ıslandık aynı yağmurun altında?