
Yalan olmasın, bu beynimin susturulmuş halini sevdim. O kadar susturulmuş ki neyi düşündüğümü bile hatırlayamıyorum ve umuyorum ki aptallaşmıyorumdur; çünkü dağ gibi işim var. Aptallaşıyorsam da önemli değil mi yoksa? Çünkü huzurlu olmak var ucunda.
Biri masamdaki bambulara su vermiş ve hiç delil bırakmamış etrafa. Bu benim iyi insan tanımım. Yaptığı iyilikten kredi amacı gütmeyen insan. Kendisine bir teşekkür bile olsa dokunmasını önemsemeden, benim ne düşüneceğimi önemsemeden, sadece bambuların yaşamasını isteyen insan. İyi insan.
Tatillerden sonra hayata geri dönmek çok garip bir his, aslında aynı hayatın içinde ama sanki başka bir gerçeklik. Bu beynimin susturulmuş halini gerçekten sevdim. Özgürlükmüş resmen çok düşünmemek, çok dert edememek! Yani dağ gibi iş var ama olsun kıvamına getirmek. Ne bileyim, hani hatların diğer uçları var. Meşguliyetler, ertelemeler var. Bazen, gökyüzünün sanırım kafamızı okşayan elleri var.
Şimdi ben bir dağa tırmanacağım, belki diğer tarafında teleferik vardır, mesela.
Bambular için teşekkürler iyi insan.