
Neler olabileceğini öngörebiliyor musun? Kimi suçluyorsun sevgisiz bırakıldığın parçaların için?
Gözler çığlık çığlığa. İnsanlar konuşmadan ne kadar uzun cümleler kurabildiklerinin farkındalar mı? Bugün ertelediğim her şey mesela, kaç gece duvarlarımı süsleyecek? Vicdan dediğimiz şey insanı öldürmüyor ama yine insanı, kendisine de bırakmıyor. Keşke ceplerimi sakinleştiricilerle doldurabilseydim mesela. Keşke, ev-okul arası sınav-yazılı ve aklımda yalnızca, üç gün sonra arayacağım arkadaşın numarasını tutmaya çalışsaydım. Kimi suçluyorum sahi, yetemediğim her dakika için bu evrene? Bir bakteri olarak karışmak vardı toprağa – suya, bir anıya, bir katmana.
İnsanlar birbirlerini ne kadar yalnızlaştırdıklarının farkındalar mı? Oysaki hepimizin var bir susturulmuş tarafı. Kimse bir diğerine aşık olmadı, gözleri kapalı. Su alan tekneler gibi vicdanlarımız şimdi. Su alan tekneleri tekmeler gibi çaresizliklerimiz. Kızgınız yani, çoktan kaybettiğimiz savaşlara.
Ağır ağır batıyoruz. Konuşmayalım bir daha, görmeyelim birbirimizi ama bu gece yorgunum. Vicdanım vücuduma bağlanmış bir kaya. Al beni okyanusun ortasından, taşı kıyıya.