
Nerede durduğumu ve nelerden vazgeçmem gerektiğini bilmiyordum. Arkada bırakılmanın insan bünyesine verdiği zararlardan bahsederken buldum kendimi. Günün bu saatinde, hem de günün yarası kanarken, hiç olmayacak soruları sorarken buldum kendimi.
Hangi kurumun kapısına gitmeliyim mesela yeni bir başlangıç için? Daha öncelerde olduğumuz kişiler neden daha sonralarda olduğumuza ya da olmak istediğimiz kişilere bu kadar zarar veriyor? İnsanlık olarak geri dönüşüme göndersek tüm hatalarımızı. Her şeyi daha doğru/iyi/olması gereken gibi yapabileceğimiz yeni şansları kim bize gerçekten tanıyor?
Avunmakla avutmak arasında bir seçim yapsak bugün, sanki çevremizdeki herkes platin miğferlerin için saklanıyor. İnsan dönüyor, kendini avutuyor, kendiyle avunuyor. Kaç üzgünlük/pişmanlık, bir affedilme hak ediyor?
İnsanı ne istediğini bilmemek değil, ne istediğini bilip kimden isteyeceğini bilememek gecelere hapsediyor.